itiraf sitesinden incilerrr

Cinsiyet: Erkek; Yaş: 26; İl: İstanbul
İş yerimin tam karşısındaki imalathanede bir kurt köpeği var. Gelene geçene havlamayı kendine görev bellemiş. Aylardır günde üç kere önünden geçmeme, her seferinde ona şebeklik yapmama, bisküviler ikram etmeme rağmen hala bana da havlıyor. Bugün dayanamadım, ondan önce davranıp ben havladım. Gayet sitemkar ve kızgın bir havlamaydı. Hayvancağız donakaldı. İş arkadaşım ise günün geri kalanını bana uzaylı muamelesi yaparak geçirdi ama ben pişman değilim, gene olsa gene havlarım!


Cinsiyet: Kadın; Yaş:30; İl: İstanbul
Yıllar önce dedemi doktora götürmüştük. Doktor, tahlil yapılacağı için, "Karnınız aç mı tok mu?" diye sorduğunda şu cevabı almıştı: "Sağ ol evladım, gelin sabah börek yapmış, yedim, bir şey istemem!"


Cinsiyet: Erkek; Yaş:31; İl: İzmir
Bankamatik sırasındaydım. O sırada bir trafik polis otosu geldi. Banka önündeki park etmiş arabanın plakasını anons etti. Önümdeki şahıs para çektiğini, arabayı hemen çekeceğini işaretlerle polise anlatmaya çalıştı. Bir polis anonsu daha: "Yüz milyon fazla çek, ceza yazdık!"


Cinsiyet: Erkek; Yaş:30; İl: İzmir
Uyurken dişlerimi sıkmaya başladım. Gittiğim doktor bayan bunun stresten kaynaklandığını; klasik müzik, yoga veya örgü örmek gibi stres azaltan uğraşlara yönelmemi söyledi. Önerdiği iki şeyi yaptım. İlk örgü örmeye başladığım zamanlar faydasını görmeme rağmen elim işe yatkınlaşıp hızlanınca, "Şu atkıyı şu gün bitirmeliyim" diye düşünüp tekrar stres olmaya başladım.


Cinsiyet: Kadın; Yaş: 24; İl: İstanbul
Sabahları işe babamla gidiyorum. Trafikte hoşlanmadığı durumlar olduğunda arabanın içinde, "Çekil, dur, ne yapıyorsun ya?" diye bağırır durur. Bağırmak yerine kornaya basmasını söylediğimde, "İnsanları rahatsız etmemek gerekir" der. Baba, farkında mısın bilmiyorum ama ben de bir insanım!


Cinsiyet: Kadın; Yaş: 27; İl: Antalya
Annem, araba kullanışımın kritiğini yapıyor. "Aslında fena değil ama çok sert hızlanıp yavaşlıyor. Henüz arabasında sulu yemek taşınamaz!" Canım annemin sürüş kriteri sulu yemek!


Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: Ankara
Hani çocuklara "Yaramazlık yaparsan taş olursun" derler ya. Mağaza vitrinlerindeki çocuk mankenleri örnek göstererek küçük kardeşimi korkuturduk. "Bari seni yakınlardaki bir mağazaya verseler de geçerken el sallasak" dediğimde çocukcağız birkaç dakika kendine gelememişti! Galiba kötü bir ablayım.


Cinsiyet: Erkek; Yaş: 30; İl: İstanbul
Mafya dizilerinden etkilendiğini düşündüğüm bir çocuk yeni aldığım arabanın kaportasına uçarcasına atlayıp oyuncak tabancası ile birkaç kez ateş etti ve koşarak uzaklaştı. Benim içim çiz etti tabii. Arabamın başına geldiğimde, çocuk saklana saklana arabaların arasından geliyordu. Baktım çocuk yine arabamın üzerine atlamaya hazırlanıyor, ensesinden tuttuğum gibi yere yapıştırdım. Kollarını arkaya kıvırıp elinden silahı aldım. Bir kabadayı edası ile, "Seni buralarda görmeyeyim yoksa kafana sıkarım" dedim. Şimdi dükkanın önünden geçerken, "Abi eyvallah" diyor.